Sene 1981
Bergen Universitesi’nde Matematik-Fizik okuyorum . Oyalanıyorum yine . Amacım bu değil . O kadar cok oyalanmıştım ki artık dersleri ezbere biliyordum . Türkiye’den yeni gelen bazı kişilere matematik dersi vermeye başladım . Halen Norvec’de, yetiştirdiğim talebelerim vardır. Turgay, Atilla gibi …
Birgün üniversitemizin merdivenlerine bir resim asıldı. ’Andreas Baadarin Öldürülüşü’ adlı bir tablo. Odd Nedrum tarafından yapılmış. Üniversitemizdeki rektörlük, anarşist bir resim gerekçesiyle, resmin kaldırılmasını istiyordu. Talebelerde itiraz ediyordu . Bunların hiçbiri benim umurumda değildi. Ben hergün merdivenin başında oturuyor ve bu elleri nasıl yapmış, bu dizi nasıl yapmış ona takılmıştım. Evet, hayatımı vereceğim şeyi bulmuştum.Hayatımı buna verebilirdim…
Üniversite ile konuştum. Resim bölümüne transfer olmak istedim. Bunun imkansız olduğunu söylediler. Resim yapmak isteyen birini durdurmanın ne kadar imklansız olduğunu tabiiki bilemiyorlardi .
Okulu aynı gün bıraktım. O resmi yapan ressamı da aramadim. Çok gururluydum, kimseden yardım istiyemezdim.
Kuzey Norveç’e kaçtım. 6 ay gündüz 6 ay gece… Orada kimse beni bulamazdi . Çakıl taşlarına güller, çiçekler yapıp, sokakta satarak yaşamımı sürdürüyordum. Karım, Türkiye’ye dönmüştü. Çünkü üniversitede okumadığım için oturum alamıyorduk. Kuzey Norveç cok soğuktu . Norveç’in iyice kuzeyi… Tromso’dayim, sokaktayim… O gece çok soğuktu. İnsanlar önüme para bırakıyordu ama benim uçuşan paranın arkasndan gidecek halim yoktu. Donuyordum! Kaldırımda oturmuştum. Yanıma bir genç yaklaştı.
”Türk müsünüz?” dedi . ”Evet” diyebildim. ”Ben Cüneyt Çizer” dedi . Ressam Kemal Çizer’in oğlu imiş.
Kız kardeşinin adı Neslihan. Ingiltere’deki üniversiteden kız arkadaşım. Cüneyt’e demis ki: ”Git Norveç’te Eser’i bul. O sana yardım eder.” O da gitmiş. Oslo Bergen varken Kuzey kutbunda beni arıyor ve sokakta donmak üzereyken tesadüfen buluyor .
Daha doğrusu bulamadığı için Kuzey Norveç’e yerleşyor ve biz sokakda karsilasiyoruz. Adımı duyunca çılgına döndü ve boynuma sarıldı. ”Abi ben seni her yerde aradım. Bu ne hal böyle” dedi. ”Sen donuyorsun” dedi . Aldı beni evine götürdü…
Oturum için polise müracaat ettik. İzin vermediler ve Norveç’i terk etmem için bana 4 gün müsade verdiler. Cüneyt’in pasaportu ile uçağa bindim ve Oslo’ya kaçıyordum. Uçakta bir kaçak olduğu anosns edildi. Bir yabancı kaçak… Kimlik kontrolü yapılacakmış. Uçaktaki tek kara kafa benim… Polis herkesin kimligine baktı . Göz göze geldik .
O iki güzel mavi gözü hayatım boyunca unutamam. Beni atladi! Bana kimlik sormadi! Aradığı yabancı bendim… Yıllar sonra, o polisi çok aradım ama bulamadım.
Oslo’da bana arkadaşların verdiği Avukat Lokneri buldum . O bana izin alacaktı. Devrim ci bir avukatmış. Benim önüme bir kağıt uzattı. Türk askerleri kardeşimi öldürdüğünü yazıyordu. İmzalamadım. ”Bunu imzalamazsan kimsenin yapamadığı bir şeyi yapabildiğini isbat etmen gerekir” dedi .
Kapıyı vurdum cıktım. Dışarısı dondurucu soğuk… Bir Arap arkadaşım arkamdan ”Eser” diye bağırdı. ”Ya Habibi” dedi . ”Sen heykel yapabilir misin? Bergen’de agaçların üzerine resim yapardın” dedi . Tabiiki yaparım dedim. Amacım soğuktan kurtulmaktı. Arap arkadaşımın ismi Hassan Salem. Facebookta onu herkes bulabilir .
Beni aldı yer altında bir mahzene götürdü. Orada ona minik heykeller yapacaktım. O da onların kalıplarını alıp sokakta satacaktı. 6 ay boyunca binlerce bu minik heykeleri yaptım. Tanesine yarım dolar alıyordum. Para biriktirdiğim için, parayı 6 ay almadım kasada biriktirin dedim. Malzemelerin parasını veren bir Suriyeli ortağı vardı. Paramı ödemedi ve beni soğukta dışarı attı. Hasan arkamdan koştu. ”Eser, benim sözüm geçmiyor. Parayı veren bu Suriyeli” dedi. Bana bir telefon numarası verdi. ”Bu adam sana yardm edebilir” dedi . Numarayı aldım ve çıktım.
Bir telefon kulübesinden numarayı aradım.
”Ben Eser Afacan. Türküm. Sanatçı olmak istiyorum. Bana ne yapabilirsiniz” dedim
Karşımdaki kişinin kim olduğunu bilmiyordum.
”Çok gurur duyarım” dedi. Adresini verdi ve ”saat 2 de atolyemde buluşalım” dedi
Odd Nedrumun karısının ismi Cicilia. O gün Ankaradaymış. Çünkü babası Ankara Norvec Buyuk elçisi olmuş, onu ziyarete gitmiş. Türkiye’de sanırım bazı ressamlar ona yardim etmiş, müzeleri gezdirmiş. Cicilia o gün Ankara’dan dönüyormuş.Beni onun arkadaşı sanmış. Bana, hemen randevu verdi.
Ben gittiğim kişinin ’Odd Nedrum’ olduğunu bilmiyordum .
Odd Nedrumun telefonunu kimsenin bulma olanağı olmadıığını sonradan öğrendim. Hasan ona modelik yapmış. Bu yüzden numarası varmış. Filistinli göçmenlerin Istail tarafından işkence edildiğine dair bir resim yapiyormuş o sırada Odd Nedrum.
Atölyede beni karşıladı. Ben durumu anlattım. Kendi kitabının en öndeki boş sayfasını yırttı ve ’Eser Afacan benim asistanimdir. Her türlü sorumluluğunu üzerime aliyorum’ yazdı. Bir de oda verdi .”Burası senin atölyen” dedi . Şaşkındım. Ressam olmaya karar verdiğim kişinin o olduğunu hala bilmiyordum.
Ama mutluydum . Her kimse notlarıma bu adamı seviyorum diye yazdım.
Gördüğünüz gibi birisi benim elimi tutmuş ve her ne olursa olsun yalnız bırakmıyor. Siz buna ’tanrı’ diyebilirsiniz. Ben onu, her zaman kendi vicdanimda aradim ve beni hiç yalnız bırakmadı.
Noel 1981 ODD NEDRUMUN ASİSTANI OLMUŞTUM .
Yılbaşı gecesi bile calışıyordu. Hergün calışıyordu ve ben de hergün calıştım.
Birgün polis geldi, tutukladı. Hava alanına götürdü. İtiraz etmedim…Orada fotoğrafımı çektiler ve Norveç Pasaportu verdiler. ”Söz ver” dediler. ”Resimden başka bir şey yapmayacaksın”. ”Söz veriyorum” dedim. Kultur Bakanlığı’nın bir sözüne güveni tam dediler. Verdiler…
Ben sözümden asla dönmedim.
Vicdanınıza güvenin… Her şey orada çizilecektir.
Çok sonra öğrendim ki Kuzey Norveç’den beni kaçırtan avukat da Odd Nedrumun kardesi Oddvar Nedrum’du.
Aradan 35 sene gecti . Beni sokakda bulan Hassan Salem Bergendeki atolyemin onudeydi . Saclari bembeyazdi .Ve perisan bir durumdaydi . Benim Atolyemin altindaki yeri ona atolye yaptik . 18 ay kirasini bir resimle odedim . Ve oraya muhtesem bir el isi mumlari yapan bir atolye kurduk . Arada sirada ben asagi iniyorum diyorsam , Dostumla dunyanin en guzel mumlari arasinda kahve iciyorumdur .
KADER VİCDANDA ÇİZİLİYOR. BENİM YANIMDA BAŞKA HİÇBİR ŞEYİM YOKTU.